KILLJOY MAGAZINE
Son yıllarda moda ve tekstil alanına feminizm ve body positivity hareketlerini destekleyen reklamlar hakim. Chanel’in ellerinde pankartlar taşıyan modelleriyle feminist yürüyüş havasındaki defilesi, Dior’un feminist söylemlere yer verdiği tasarımlarını sergilediği defilesi, H&M in body positivity reklamı, Nike’ın bizi böyle bilin reklamı, modaya yön veren dergilerden biri olan Vogue’un “norm”ları yıkıyoruz temalı kapağı bunlardan birkaçı. Peki ilk görüşte bizi sevindiren, yeni kuşak feminizmin yayılmasına destek olduğunu düşündüğümüz bu kampanyaların altı dolu mu? Reklam ve kazanç sağlamak için yapılan bu çalışmaların içtenliği nedir?
Moda endüstrisi kendi inşa ettiği normları yıkmakta bir adım atmış olabilir fakat bunun sosyal medyada paylaşılan videolar dışında kendi içlerinde bir yansımasını göremiyor oluşumuz hayli üzücü. Kıvrımlarını sev sloganıyla yola çıkan Zara’nın sıfır beden modelleri kullanması, vücudumuzu sevmemiz gerektiğini öğütleyen markaların büyük beden giyim yapmıyor oluşu, aynı ünlü markaların fabrikalarında çalışan kadın işçilere uyguladıkları kötü muameleye karşı müşterilerine 700 dolarlık “we should all be feminist” tişörtüyle feminizm dersi vermeye çalışması ne kadar içten ne kadar güvenilir?
Görünen o ki kampanyalarındaki feminist mesajı tekstil fabrikalarında hayata geçirmek gibi bir niyetleri yok. Kar marjını yükseltebilmek için kadınları güçlendirme fikrinden çıkar sağlama düşüncesi ağır basıyor. Bir yandan devletin kadınlar üzerinden yürüttüğü politikalara karşı çıkmaya çalışırken, bir yandan da süregelmeye başlayan bu popüleritenin feminist farkındalığa katkı sağlayıp sağlayamayacağını anlamak güç.
Bugün hangi reklamla hangi kampanyayla rant sağlamak için temsil edilirse edilsin kadınlar kimliği, cinsel yönelimi, düşüncesi yüzünden katlediliyor. 2017’nin Ocak ayından itibaren 285 kadın öldürüldü, 48 çocuk istismara uğradı, 33 kadına cinsel şiddet uygulandı.
Bahsedilen kampanyalardan görüntüler:
Feminist Runway
Moda için feminizm mi?
Feminizm için moda mı?







